20.ve 21.yüzyılda yaşanan fabrikalaşma ve seri üretim anlayışına paralel olarak,işletmelerin piyasalara büyük miktarlarda mal ve hizmet sunumuyla birlikte bu mal ve hizmetlerin kalitesi,niteliği,içeriği,insan ve doğaya zararları,fiyatları,bu mal ve hizmetlerden zarar görenlerin korunması,ayıplı malların değişimi yada iadesi gibi bu mal ve hizmetlerden yararlanmak zorunda olan tüketicilerin nasıl korunması gerektiği soruları ön plana çıkmıştır.
Devletler bu sorulara cevap ararken kendi yasal mevzuatlarında çeşitli değişiklikler yapmak zorunda kalmışlardır.Nitekim Anayasamızın 172.maddesinde “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.”hükmü yer almaktadır.
Böyle bir ortamda ülkemizde de tüketicilere yönelik değişiklerin yapılması zorunluluk haline gelmiştir.Bu doğrultuda 1995 yılında 4077 sayılı kanun,2003 yılında 4822 sayılı kanun ve son olarakta 07.11.2013 tarihinde yayınlanan 6502 sayılı yeni”Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun(TKHK)”yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
6502 Sayılı TKHK’nin 3.maddesi tüketiciyi tanımlamıştır.Buna göre “Tüketici,ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”ifade eder.Bu kanun çok önemli düzenlemeler getirmiş olup,tüketicinin günlük hayatta mal ve hizmet alırken karşılaştıgı birçok probleme çözüm getirmiştir.Henüz genç bir hukuk dalı olup zaman içerisinde tüketicilerin haklarını araması ve yargı içtihatlarıyla hayatımızda önemli bir yer tutacaktır.Hukuk büromuzda da Tüketici Hukukuna ilişkin konularda hukuki destek,danışmanlık ve Avukatlık hizmeti sunulmaktadır.malatya tüketici davaları avukatı